27 Ocak 2009 Salı

Uyurken Nasıl Güzelleşirsiniz?

İşte size uykuda güzelliğe açılan kapının anahtarları...

Uyku; güzelliğin en etkili ilacı. Geceleri cildimiz, gündüze oranla kendini sekiz kat daha çabuk yeniler. Hücreler ve damarlar aktif bir şekilde çalışır ve cilt daha gergin olur. Gece yatmadan önce süreceğiniz bir nemlendirici de sabahları cildinizin daha pürüssüz olmasını sağlar.

Midenizin geceleri rahat etmesini istiyorsanız, yatmadan önce haifif bir şeyler yemeğe özen göstermelisiniz. En ideali makarna, ekmek veya patates. Çünkü karbonhidrat, vücudu uykuya hazırlar. Ayrıca tatlı sevenlerde yaşadı! Çikolata, içerdiği mutluluk hormonu serotoninin sayesinde vücudun rahatlamasını ve gevşemesini sağlıyor.

Yatmadan önce ayak tabanlarınıza, saç derinize ve alnınıza masaj yapabilirsiniz. Ne kadar rahatladığınızı ve gece daha iyi uyuduğunuzu fark edeceksiniz.

Kendinize sıkı bir uyku programı hazırlayın. Gece yatacağınız ve sabah kalkacağınız saatler belli olsun. Geceleri daha rahat uyumak istiyorsanız, yatmadan önce bir kaç ısınma hareketi yaparak kaslarınızın gevşemesini sağlayın.

Gece için üretilen nemlendiriciler ve vücut losyonları içerdikleri maddeler sayesinde sakin ve huzurlu bir gece geçirmenizi sağlar. Bu nedenle yatmadan önce vücudunuzu bakım ürünleriyle beslemeyi ihmal etmeyin.

Cola, çay, kahve ve nikotin uykunun en büyük düşmanlarıdır. Yatacağınıza yakın bunlardan uzak durun. Alkolü ise fazla kaçırmayın. Bir bardak bira veya şarap rahat uyumanızı sağlayacak, fakat daha fazlası uyumanızı engelleyecektir.

Yattığınız oda da uykunuzun aynasıdır. En ideal odalar;ses olmayan, karanlık, iyi havalandırılmış ve maksimum 18 derece olan odalardır. Uyuduğunuz odada mavi rengin hakim olmasına özen gösterin. Çünkü mavi insanı dinlendirir. Gece rahat uyumak istiyorsanız, size bir önerimiz var:su dolu bir kasenin içine 2-3 gül ve 5 damla gül yağı koyun ve başucunuza alın. Sabah ne kadar huzurlu uyandığınızı fark edince, siz de şaşıracaksınız.

Stresli ve yoğun bir gün mü geçirdiniz? O zaman küveti ılık suyla doldurun, içine lavanta ve biberiye esansları ekleyin ve günün yorgunluğunu üzerinizden atın.

Yatağınıza yattıktan kısa bir süre sonra uykuya dalamıyor ve sürekli bir yandan bir yana dönüyorsanız, yatmadan önce bir şeyler okumayı deneyin. Tercihinizi güzel bir aşk hikayesinden yana yaparsanız, daha huzurlu bir şekilde uykuya dalacağınızdan emin olabilirsiniz. Hatta kısık seste klasik veya slow müzik de hiç fena olmaz.

Chrysler 200C EV

Geleceğe yönelik çevreci tasarımları ve yatırımlarıyla dikkat çeken Chrysler, yepyeni orta sınıf sedan konsepti 200C EV’i Detroit fuarında tanıttı. Tasarım ve teknolojinin eksiksiz karışımı olan, tamamen yeni Chrysler 200C EV konsept aracı, sorumlu bir hareketlilik kavrayışını, daha önce hiçbir araçta bu şekilde bir araya gelmeyen bir şıklık ve gelişmişlikle birlikte yeniden tanımlıyor.

Chrysler 200C EV konseptin gövdesi, çarpıcı bir şekle sahip olmasının yanında aerodinamik kuvvetlerin üstesinden gelebilecek şekilde tasarlanmış. Chrysler’in başarılı arka tekerden çekiş platformunun kısaltılmış bir versiyonu temelinde geliştirilen Chrysler 200C EV, canlı ve atak görünümlü bir paket içinde gelen performans sedan modeli olarak öne çıkıyor.

İç kısımda, 200C EV son derece iyi işlenmiş ve zengin bir şekilde döşenmiş ortamı ile geleceği adeta kucaklıyor. İç mekanda anahtarlar ve kolların olmadığı otomobilde tüm işlevleri, ayarlar ve bağlantı özelliklerini ‘dokunmatik ekran yüzeyi’ gerçekleştiriyor. Otomobil çalıştırıldığında gelişmiş otomobil bilgi merkezi elektronik gösterge panelini etkinleştiriyor. Bu panel sayesinde iç mekan ile dış dünya arasında tüm iletişim sağlanması mümkün olabiliyor. Sürücülerin kişiselleştirebildiği ya da basitleştirebildiği bu sistem sayesinde kullanıcılar; sadece ekrana dokunarak bilgi ve eğlence sistemlerini etkinleştirebilir, arka planı, ses düzeyini, aydınlatmayı ve klimayı kumanda edebiliyor.

ENVI Uzun Menzilli Elektrikli Araç Teknolojisi
Chrysler 200C EV konsept, ENVI uzun menzilli elektrikli araç teknolojisini kullanarak tasarlandı. 200C EV kullanıcılarına; temiz, sessiz bir şıklığı ve kusursuz hızlanmayı sağlarken, Chrysler markasına ait çekici sürüş deneyimini yaşatıyor. Arkadan çekiş sistemli Chrysler 200C EV konsept, Chrysler’in ENVI elektrikli güç ünitesiyle yol alıyor. Sadece akü gücüne bağlı olarak 64 km’ye kadar sürüş kapasitesine sahip olan araçta küçük bir benzinli sistem de görev yapıyor ve araç bu iki güç ünitesinin birleşimi ile 640 km kadar yol alabiliyor.

Basit ve Şık Dış Mekan Tasarımı
Chrysler 200C EV konsept araç, Chrysler’in derinlerde yatan tasarım köklerinin dilini ve organik formunu Chrysler 300’ün mükemmel orantıları ile bir araya getirerek hem lüks hem de spor otomobil tutkunlarına hitap eden modern bir ürün ortaya çıkarmasıyla hiçbir çağa ait olmayan bir güzelliği açığa çıkartıyor. Arkaya doğru bükülen ön ucu, aracın aerodinamik özelliklerine katkıda bulunuyor. Otomobilin ön yüzündeki kanatlı Chrysler arması ve kolaylıkla fark edilen ızgarası Chrysler’in marka kimliğinin şekillenmesine ve gelişmesine katkıda bulunmaya 200C’de de devam ediyor. Ön yüzdeki etrafı çevrilmiş ızgara çubukları 200C EV konsept aracın kıvrımlı şıklığını pekiştiriyor.

Chrysler 200C EV konsept aracı çevre dostu kimliğinden ötürü dış rengi parlak bir koyu gri olarak tercih edilirken pencereler, klima yüklerini azaltılmasına yardımcı olan sıcak bronz renkle renklendirilmiş.

İç mekan konforunun arttırılması, mekanın kullanılması ve bağlantılı bir ortam oluşturulması Chrysler 200C EV konsept aracın iç mekanının geliştirilmesinde esas alınan konuların başında geliyor. Dış rengin aksine, iç mekanın aydınlık ve çekici olması otomobilin bir diğer önemli özelliği olarak dikkat çekiyor. İçeride, yaprak yeşili LED aydınlatma organik ve temizliği öne çıkartırken sıcak ve çekici bir iç kabin oluşturulmasını da sağlıyor.

HTC Touch 3G İncelemsi

Artı: Cihaz oldukça küçük ve kullanışlı. Dokunmatik ekran üzerinde TouchFLO çok iyi iş başarıyor.

Eksi: Arayüzün büyük bölümünde kalem kullanmak zorunda kalıyorsunuz.

Sonuç: Güçlü bağlantı ve e-posta özellikleriyle sesli ve metinsel iletişimi yönetimini rahatlıkla devralabilecek şık bir mobil cihaz.

Turkcell tarafından satılan HTC'nin üçüncü nesil şebeke bağlantı destekli yeni modeli Touch 3G'yi sizler için inceledik.

İş hayatındaki kullanıcılara yönelik cihazlarıyla yakından tanıdığımız HTC, Touch serisini genişletmeye devam ediyor. Son olarak satışa sunulan HTC Touch 3G, Touch modelinin üçüncü nesil şebeke desteği sunan versiyonu olarak özetlenebilir. Touch 3G mavi, kahverengi gibi farklı renk seçenekleriyle satışa sunuluyor. İnce ve küçük kabul edilebilecek mobil iletişim cihazı büyük dokunmatik bir ekrana sahip. Yuvarlatılmış hatlarıyla elde yüksek ergonomi sunan cihazın ekranının altında ince çizgiler halinde çağrı tuşlarını ve yuvarlak köşeli yön tuşu çerçevesini görüyoruz.

Tuşlarda ve cihazın diğer detaylarında herhangi bir simge veya yazı bulunmuyor. Üst tarafındaki güç düğmesi de oldukça sade tasarlanmış. Yan yüzdeki ses kontrol tuşları da yekpare metalden. Metalik çerçeve ile desteklenen bu tasarım cihaza sade olduğu kadar şık bir hava katıyor.

Arka yüzde kamera ve hemen üzerinde ince çizgi halinde hoparlör görülüyor. Cihazın kulaklık, şarj ve USB için kullanılan evrensel bağlantı noktası da alt kısıma yerleştirilmiş. Şekil olarak farklı görünse de standart mini USB bağlantısı olduğunu belirtelim.

TouchFLO arayüz
HTC'nin başarısında en büyük pay belki de TouchFLO arayüzü. Firma tarafından Windows Mobile işletim sistemi üzerinde çalışacak şekilde geliştirilen uygulama cihaz açılır açılmaz çalışmaya başlayarak kendine has bir yönetim ekranını sunuyor. Dokunmatik ekran üzerinde parmakla kontrol edilebilen TouchFLO arayüzü HTC Touch 3G'de ara versiyon olarak karşımızda. Touch modelindeki arayüze göre geliştirilmiş olan Touch 3G, Touch Diamond ve diğer bazı modellerde sunulan TouchFLO 3D arayüzünden daha basit. Ekrandkai animasyonlar iki boyutlu olarak gerçekleşiyor.

TouchFLO sekmeleri şöyle:

Ev ekranı: En başta ev simgesiyle görüntülenen bu ekranda analog şık bir saatin yanı sıra alarm bilgileri, çağrı kayıtları, takvim bulunuyor. Her bir satır (saat de dahil) ilgili uygulamaya ulaşmanızı sağlıyor.

Favori kişiler: Bu ekrandaki kutucuklara sık iletişim kurduğunuz 12 kişiyi atayabiliyorsunuz. Doğrudan üzerine tıklayarak rehberden atama yapabilir veya detaylı bilgileri girip yeni bir fotoğraf çekerek ekleyebilirsiniz.

İletiler: Bu ekranda gönderdiğiniz ve aldığınız mesajları görebiliyorsunuz. Sohbet ekranı şeklinde görüntülenen mesajlardan açmak istediğinize dokunmanız yeterli.

E-mail: Exchange sunucusuyla mükemmel uyumlu çalışan Touch 3G ayrıca POP3 ve IMAP hesaplarınızı da yönetebileceğiniz, push e-posta desteği sunan gelişmiş bir posta istemcisine sahip. Gelen giden postaları bu ekranda yine animasyonlu bir şekilde görebiliyorsunuz.

İnternet: Dünya simgesine tıklayarak Internet Explorer tarayıcısını açabiliyorsunuz. Ayrıca YouTube mobil uygulamasıyla birlikte gelen cihazla YouTube'un mobile uygun halde sunduğu videoları izleyebiliyorsunuz.

Fotoğraflar ve videolar: Çektiğiniz fotoğraf ve videolar burada listeleniyor. Listede yukarı aşağı gezinti için parmağınızı ekranda yukarı aşağı sürüyorsunuz. Çok hızlı çalışmıyor olsa da pratik bir kullanımı var.

Müzik: Doğrudan müzik dinlemeye başlayabileceğiniz bu ekranda parçalar albüm kapaklarıyla sıralanıyor. Yine parmağınızı ekranda yukarı aşağı sürerek aralarında gezebiliyorsunuz.

Hava durumu: TouchFLO arayüzünün en eğlenceli ekranlarından biri. animasyonlu olarak istediğiniz kadar yerin hava durumu bilgisini görüntüleyebiliyorsunuz. Farklı yerlerde geçişler yine parmakla sağlanıyor.

Ayarlar: Gün içerisinde kullanma ihtiyacı duyacağınız bazı özellik ve ayarları bu ekranda görebiliyorsunuz. Standart Windows Mobile ekranlarından kurtulmak için ayarlar da buraya sekme olarak eklenmiş.

Programlar: Sık kullandığınız 18 uygulamaya kısayol atayabildiğiniz bu ekranı kendiniz düzenleyebiliyorsunuz. Diğer uygulamalar için Tümü'ne dokunabilirsiniz.

Bu ekranlar haricinde büyük oranda Windows Mobile işletim sisteminin standart arayüzünü sunan HTC Touch 3G, kalem kullanımından tamamen sıyrılmamış bir cihaz. Fakat fiziki klavyesinin olmayışı, ekranda sanal klavye kullanma gereği doğuracağından dokunmatik kalem bir anlamda şart.

Metin giriş seçenekleri
HTC Touch 3G bildiğiniz, hatta bilmedikleriniz de dahil tüm metin giriş sistemlerini destekliyor. Çoğu kalem kullanmayı gerektiriyor. Enine ekranı kaplayan yatay tam Q klavyenin yanı sıra F klavye, blok el yazısı algılama, kelime el yazısı algılama, tam boy Q klavye, nümerik klavye ve bazı jestlerle farklı komutları (kopyala yapıştır gibi) gerçekleştirebildiğiniz 'transcriber' adı verilen sanal klavye seçenekleri de mevcut. Parmakla kullanmak üzere ise Komapkt Q klavye eklenmiş. Bu klavyede tuşlar ikili ve daha büyük olarak görüntüleniyor. Fakat yaptığımız denemelerde ulaştığımız sonuç HTC Touch 3G'nin kalem dışında rahat metin girişi sağlamadığı oldu.

Güçlü bağlantı
Cihaz bluetooth bağlantısının yanı sıra WLAN bağlantısını da destekliyor. Bağlantılar, iletişim yöneticisi adı verilen şık bir menü üzerinden yönetilebiliyor. Yeterince büyük seçeneklerden oluştuğundan parmağınızla kontrol edebiliyorsunuz.

HTC Touch 3G ayrıca 3.2 megapiksel otomatik netlemesi bulunmayan basit bir kameraya sahip. Ne bir flaş ne de kamera tuşu bulunmayan cihazda çekim orta seçim tuşuyla gerçekleştiriliyor. Müzik ve video yetenekleri Windows Media Player sayesinde gayet başarılı olan cihazın internet erişimi Explorer ve Opera Mobile ikilisine bırakılmış. Dünyanın en başarılı mobil tarayıcısı Opera Mobile'ın standart olarak yüklü gelmesi büyük avantaj. Son olarak Windows Mobile'ın standartlarından Office Mobile ve Exchange sunucu desteğinin kusursuz olduğunu belirtelim.

Görünmez hoparlör

Boston merkezli Emo Labs, ekran üzerine özel bir teknolojiyle eklenen hoparlörler sayesinde ses ve görüntü teknolojilerinde yeni bir devir başlatıyor

Hoparlörler gerek kabloları gerek gün geçtikçe artan sayılarıyla oldukça fazla yer kaplamaya başladılar. Üstelik görüntü ile aynı kaynaktan gelmeyen ses, açı, doğrultu gibi sebeplerle gerçekten farklı bir deneyim yaşamamıza sebep oluyor. Boston merkezli Emo Labs, bu ve benzeri sorunlara çare olacak yeni bir teknoloji geliştirdi.

Görünmez hoparlör olarak adlandırılan yeni teknoloji, standart hoparlörlerin aksine sesi doğuran parçayı yandan sıkıştırarak hareket ettiriyor. Normalde ileri geri hareket ettirilen koni, yeni teknolojide yandan itme gücüne sahip motorların arasındaki şeffaf zara bırakmış. Büyük ekran TV, monitör, dizüstü bilgisayar ekranı gibi görüntü sistemlerine entegre edilebilen bu hoparlör sesin doğrudan ekran üzerinden gelmesini sağlıyor. Edge Motion (kenar hareketi) olarak adlandırılan ses teknolojisi maliyet açısından önmli bir fark yaratmaz ve ses kalitesi de yüksek olursa yeni standart haline gelebilir.

24 Ocak 2009 Cumartesi

Kartal'ı Kratochivil uçurdu! 1-0

Beşiktaş Turkcell Süper Lig'in 2. yarısına 3 puanla başladı. Rakibi karşısında girdiği pozisyonları değerlendiremeyen Kartal'ın imdadına Kratochivil yetişti. Kaleyi şaşıran Slovak futbolcu Beşiktaş'a 3 puanı armağan etti.
DENİZLİ ATTI, BEŞİKTAŞ KAZANDI!
Turkcell Süper Lig'in 17. hafta mücadelesinde Beşiktaş, İnönü Stadı'nda Denizlispor'u ağırladı ve maçtan 1-0'lık galibiyet ile ayrıldı. Siyah beyazlılara 3 puanı getiren gol, maçın 29. dakikasında Roman Kratochvil'in kendi kalesine atmasıyla gelirken, Beşiktaş'tan Zapotocny, maçın 77. dakikasında kırmızı kart görerek oyun dışı kaldı.

Bu sonucun ardından Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ı, ligdeki puanını 31'e yükseltirken, Denizlispor da 15 puanda kaldı.

Beşiktaş, ligde önümüzdeki hafta sahasında Antalyaspor'u ağırlayacak. Denizlispor ise Galatasaray'ı misafir edecek.

MAÇTAN GÖZE ÇARPAN KARELER
YUSUF'UN HASRETİ BİTTİ!

Beşiktaş'ın yeni transferi Yusuf Şimşek, Denizlispor ile yapılan Turkcell Süper Lig 17. hafta maçında sahaya ilk 11'de çıkarak, ilk kez resmi bir maçta siyah-beyazlı formayı giydi. Devre arasında Bursaspor'dan transfer edilen ve hafta içinde sağ dizindeki sakatlığı nedeniyle oynayıp oynamayacağı belli olmayan Yusuf, teknik direktör Mustafa Denizli tarafından Denizlispor karşısında ilk 11'de görevlendirildi.

Yusuf, sakatlığı nedeniyle kadroda yer almayan Delgado'nun yerine orta alanda forma giydi. Teknik direktör Denizli, Fransız futbolcu Edouard Cisse'yi yedek soyundurdu. Cisse ile birlikte Uğur da yedek kulübesinde yer alırken, ön liberoda Çek futbolcu Sivok görev aldı.

ERKAN ZENGİN KADRODA

Devre arasında İsveç'in Hammarby takımından kiralanan Erkan Zengin de 18 kişilik maç kadrosuna alındı. Lisans işlemleri son anda tamamlanan Erkan, yedek kulübesinde otururken, yedek kulübesinde 2 kaleci Hakan ve Korcan da yer aldı.

DÜŞÜK TEMPOYLA BAŞLADI

Turkcell Süper Lig'de 17. hafta karşılaşmasında Beşiktaş ile Denizlispor'u buluşturan mücadele, takımların birbirini tartmasıyla başladı. Maçın temposuz geçen ilk 15 dakikalık periyodunda Beşiktaş'ta ilk kez İnönü'ye ayak basan Yusuf Şimşek heyecanlı görünürken, Denizlispor da sol kanattan da etkili gelmeye çalıştı ancak golü bulamadı.

BEŞİKTAŞ KENDİNE GELDİ

Maçın ilk yarısında son yarım saatlik dilime girilirken, Beşiktaş ilk 15 dakikadaki durgun görünümünü üzerinden attı ve sağlı sollu ataklarla Denizlispor kalesine yüklenmeye başladı. Sol kanatta Tello, sağ kanatta da Holosko'nun çabalarıyla gol arayan Beşiktaş'ta, ortada Yusuf Şimşek oyun kurma görevini üstlenirken, gerilerden Sivok da sık sık çektiği şutlarla takımını öne geçirmeye çalıştı. Siyah beyazlı ekipte sol bek İbrahim Üzülmez de gol arayışları için ileri çıkarken, Beşiktaş bu dilimde Yusuf Şimşek, Nobre ve Holosko ile yakaladığı gol pozisyonlarını değerlendiremedi.

ROMAN DAYANAMADI!

Ev sahibi Beşiktaş'ın kanatlardan baskısını savurmaya çalışan Denizlispor savunması, ilk yarıda son 15 dakikaya girilirken pes etti! Göbekte yer alan Roman Kratochvil ve Couto ikilisi, boy avantajlarını da kullanarak sağlı sollu ceza sahasına gelen ortaları geri savururken, maçın 29. dakikasında Serdar Özkan'ın sol çaprazdan ortasında Holosko'nun kafasından seken topu uzaklaştırmak isteyen Kratochvil, meşin yuvarlağı kendi kalesine gönderdi, Beşiktaş 1-0 öne geçti.

Siyah beyazlı ekip, golün ardından kalan dakikalarda da Serdar Özkan, Tello ve Holosko'nun çabalarıyla hızlı ataklar geliştirse de, ikinci golü bulamadı. Beşiktaş, nadir gelişen Denizlispor ataklarında kalesini gole kapatmayı başarında, maçın ilk yarısı ev sahibi ekibin 1-0'lık üstünlüğü ile sona erdi.

DENİZLİ DAHA DİRİ

Beşiktaş ile Denizlispor arasında oynanan karşılaşmanın ikinci yarısı tıpkı ilk yarıda olduğu gibi düşük tempoyla başladı. İlk 20 dakikalık dilimde konuk ekip Denizlispor, Beşiktaş'a göre daha iyi ve daha diri bir görünüm çizerken, İvan'ın da oyuna girmesiyle gole daha çok dönük oynamaya başladı. Denizlispor, sol kanatta Caner ve orta alanda Emin'in çabalarıyla gole gitmeyi denerken, Beşiktaş kalesinde tecrübeli file bekçisi Rüştü Reçber, yerinde müdahaleleri ile dikkat çekti.

GOL ÇABALARI VAR AMA...

Beşiktaş, ikinci yarıda durgun geçirdiği ilk 20 dakikalık periyodun ardından taraftarının da desteği ile ikinci gol için Denizlispor kalesine yüklenmeye başladı. Özellikle Ege temsilcisinin ataklarına karşılık hızlı çıkan Beşiktaş, bu bölümde Slovak oyuncusu Filip Holosko'yu kullandı. Siyah beyazlılar, Holosko'nun hızlı taşıdğı topları son adam Nobre ile buluşturarak gol bulmayı denedi.

YUSUF 72 DAKİKA...

Beşiktaş ile İnönü'de ilk resmi maçına çıkan yeni transfer Yusuf Şimşek, ilk maçında 72 dakika forma giydi.. Orta alanda takımı rahatlan bir pozisyonda görev yapan tecrübeli futbolcu, Beşiktaş'ı hücuma hattına taşıyan isimlerin başında geldi. Delgado'nun yokluğunda 11'de şans bulan futbolcu, ilerleyen haftalar için umut verirken, maç içerisinde ince arapaslarıyla dikkat çekerek, ilk maçından geçer not almayı başardı. Tecrübeli oyuncu, ilk 11'de başladığı karşılaşmanın 72. dakikasında yerini Uğur İnceman'a bıraktı. Yusuf, oyundan alınırken de Beşiktaş taraftarlarından büyük destek gördü.

ZAPOTOCNY OYUNDAN ATILDI!

Beşiktaş'ın Çek Savunma oyuncusu Zapotocny, Denizlispor ile oynanan karşılaşmanın 77. dakikasında kırmızı kart görerek oyun dışı kaldı. Zapotocny, karşılaşmanın 77. dakikasında rakibine yaptığı sert faulün ardından birşeyler söyleyince, hakem Selçuk Dereli başarılı oyuncuyu direk kırmızı kart göstererek oyundan attı. Golün ardından Beşiktaş tribünleri ayağa kalkarken, hakem Selçuk Dereli büyük tepki gördü.

Karşılaşmanın son dilimlerinde ise orta alanda karşılıklı kör dövüşü vardı. 10 kişi devam eden Beşiktaş, teknik direktör Mustafa Denizli'nin direktifleriyle savunma güvenliğini ön planda tutarken, elinde tuttuğu maçın temposunu da yükseltmedi. Zaman zamna etkili oyuncularıyla ikinci gole yaklaşan Beşiktaş, gayretlerinde başarılı olamazken Ege temsilcisi Denizlispor da çabalarına rağmen beraberlik golünü bulamadı ve ev sahibi ekip maçtan 1-0'lık galibiyet ile ayrılmayı bildi.

MAÇTAN NOTLAR

'ın yeni transferi Yusuf Şimşek, Denizlispor ile yapılan Turkcell Süper Lig 17. hafta maçında sahaya ilk 11'de çıkarak, ilk kez resmi bir maçta siyah-beyazlı formayı giydi.
Devre arasında Bursaspor'dan transfer edilen ve hafta içinde sağ dizindeki sakatlığı nedeniyle oynayıp oynamayacağı belli olmayan Yusuf, teknik direktör Mustafa Denizli tarafından Denizlispor karşısında ilk 11'de görevlendirildi.
Yusuf, sakatlığı nedeniyle kadroda yer almayan Delgado'nun yerine orta alanda forma giydi.

-YUSUF'A TARAFTARLARDAN DESTEK-

Siyah-beyazlı taraftarlar, yeni transfer Yusuf Şimşek'e maç öncesi destek verdiler.
Yusuf'u tribünlere çağırıp "yumruk şov" yaptıran ve alkışlayan taraftarlar, daha sonra da "O forma kutsaldır, nasip olmaz herkese" diye tezahüratta bulundular.
Yeni açık tribündeki taraftarlar da Yusuf'a çiçek verdiler.

-DENİZLİ'YE SEVGİ GÖSTERİSİ-

Kapalı tribünde yer alan siyah-beyazlı taraftarlar, göreve başladığından bu yana ilk kez teknik direktör Mustafa Denizli lehine tezahüratta bulunup kendisini tribüne çağırdılar.
Denizli de taraftarların desteği karşısında tribünün önüne kadar giderek taraftarları alkışladı.

-CISSE YEDEK-

Teknik direktör Denizli, Fransız futbolcu Edouard Cisse'yi yedek soyundurdu.
Cisse ile birlikte Uğur da yedek kulübesinde yer alırken, ön liberoda Çek futbolcu Sivok görev aldı.

-ERKAN ZENGİN KADRODA-

Devre arasında İsveç'in Hammarby takımından kiralanan Erkan Zengin de 18 kişilik maç kadrosuna alındı.
Lisans işlemleri son anda tamamlanan Erkan, yedek kulübesinde otururken, yedek kulübesinde 2 kaleci Hakan ve Korcan da yer aldı.
Siyah-beyazlılarda, sakatlıkları süren Delgado ve Bobo ile kart cezalısı Gökhan Zan kadroya alınmadılar.

-SELÇUK DERELİ'YE TEPKİ-

Siyah-beyazlı taraftarlar, maçın hakemi M. Selçuk Dereli'ye karşılaşma öncesi tepki gösterdiler.
Isınmak için sahada bulunan hakem Dereli'ye önce sözle sataşmalarda bulunan taraftarlar, "Selçuk Dereli, senin anan nereli?" diye tezahürat yaptılar.
Bir süre sonra taraftarlar "Selçuk Dereli" diye tempo tuttu. Dereli de bunun üzerine tribünleri alkışladı. Ancak taraftarlar bu alkışın ardından Dereli'yi yuhalayıp protestolarını sürdürdüler.

-TRİBÜNLER DOLMADI-

Beşiktaşlı taraftarlar, lige verilen aranın ardından yapılan ilk lig maçına fazla ilgi göstermediler.
Tribünlerde boşluklar göze çarparken, karşılaşmayı 20 bine yakın sporsever izledi.

-GAZZE UNUTULMADI-

Siyah-beyazlıların önde gelen taraftar gruplarından Çarşı ile Türk Kızılayı Beşiktaş Şubesi'nin birlikte organize ettiği yardım kampanyası çerçevesinde stada girişte İsrail saldırılarına maruz kalan Gazze için taraftarlardan yardım toplandı.
Taraftarların yardım edebilmeleri için giriş kapılarına kumbaralar konuldu.
Kapalı tribünde "Gazze ağlamasın-Çarşı" yazılı pankart açılırken, taraftarlar "Kahrolsun İsrail" diye tempo tuttular.

-PAF LİGİ'NDE DENİZLİSPOR KAZANDI-

PAF Ligi'nde yapılan karşılaşmada Denizlispor, Beşiktaş'ı 2-0 yendi.
BJK Nevzat Demir Tesisleri'ndeki maçta konuk ekip, rakibine üstünlük kurarak sahadan 3 puanla ayrılan taraf oldu

İşte ölümsüzlüğü bulun köy

Kafkasya kökenli vatandaşların yaşadığı klasik bir Çerkez köyü olan Mersin'in yayla merkezlerinden Atlılar (Sadiye) köyünde halkın ortalama yaşam süresi 90'ı buluyor.

İŞTE UZUN YAŞAYANLARIN KÖYÜ

Mersin il merkezinden 45 dakikada, Adana il merkezinden ise 1.5 saatlik yolculukla ulaşılabilen Toros dağlarının eteğindeki Atlılar köyü, şehir gürültüsünden uzak, sadece büyük ve küçükbaş hayvanların seslerinin duyulabildiği tipik bir Anadolu köyü.

Yaz aylarında 150 olan hane sayısı kış aylarında 50'ye kadar düşen, şu sıralar karlar altındaki görünümüyle eşsiz bir görsellik sunan Atlılar köyünün en büyük özelliği ise, halkın ortalama yaşam süresinin 90'ı bulması

Yaşlı erkeklerin kahvede toplandığı, kadınların evlerinde bazen pencereden karla kaplı doğayı seyretmekle yetindikleri köye gelen herkes "tanrı misafiri' olarak kabul ediliyor.

İŞTE UZUN YAŞAYANLARIN KÖYÜ

Konuklara kar üstünde mangalda sucuk ekmek servisi yapan köy halkının misafirperverliği, doğanın güzelliğiyle bütünleşiyor. Yaz aylarında yetişen iri taneli kirazları ve küçükbaş hayvancılığıyla tanınan Atlılar'ın muhtarı Bahri Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köy halkının tamamına yakın bölümünün yaşlılardan oluştuğunu, uzun ömürlerinin beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimlerinden kaynaklandığını bildirdi.

Muhtar Yıldırım, köyde ortalama ömür süresinin 90'ı bulmasının gelen konuklar tarafından da hayretle karşılandığını belirterek, "Biz şehirlerin marketlerinde satılan konserveleri, katkı maddeli yoğurt ve sütleri tüketmeyiz. Köy halkının tamamı sebze ve meyvesini kendi üretir. Bir de buralar yazın serin, kışın da karlı geçer. Soğuk hava da insanın dinç kalmasını sağlıyor. Burada aile ortamında yaşıyoruz. Hiç kimse kimseyle kavga etmez, strese girmez, tam tersi birbirlerinin sorunlarına ortak olur. Bütün bunlar uzun ömürlü olmak için yetiyor" dedi.

Yıldırım, köyün temiz havasının yanı sıra doğal güzelliklerinin de son günlerde yerli turistlerin ilgi odağı olduğunu, özellikle fotoğrafçıların köylerine gelerek günlerce kaldıklarını bildirdi. Yıldırım, köye 3 kilometre mesafede bulunan ve kış aylarında donan göletin de fotoğrafçıların ilgi odağı olduğunu söyledi.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Tetiker ise yaşanılan ortamın, yaşam biçiminin ve beslenme alışkanlıklarının, insanların ortalama yaşam süresini belirleyen en önemli faktörler olduğunu bildirdi.

İŞTE UZUN YAŞAYANLARIN KÖYÜ

Sahil kentleri ve dağ köylerinin bazılarında diğer köylere oranla ortalama yaşamın uzun olduğuna dikkati çeken Tetiker, "Bu köylerin özelliklerini inceleyip, yaşam süreleriyle bağlantıyı araştırdığımızda hormonsuz gıda tüketimi, bol oksijenli temiz hava, doğal beslenme, et, süt ve yoğurdun katkısız tüketilmesi karşımıza çıkıyor. Bir de bu köylerimizdeki insanlarımız şehirlerin trafik gürültüsü, katkı maddesi bol gıdaları, hava kirliliği, egzoz gazlarının dumanlarından uzak olduklarından ömürlerine adeta ömür katıyorlar" dedi. Tetiker, Atlılar köyünde olduğu gibi geçimi hayvancılık ve tarıma dayalı olan köylülerin yaşam koşulları gereği daha hareketli olduklarını, bahçe ve tarla işleriyle uğraştıklarını, meyve ve sebzelerini doğal ortamda kendilerinin yetiştirdiğini, süt ve yumurta ağırlıklı beslendiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Biz başta tansiyon ve şeker olmak üzere beslenme ve yaşam koşulunun belirleyici faktör olduğu çeşitli hastalıklar için başvuran hastalarımıza tıpkı köylerde olduğu gibi bol hareketi, doğal beslenmeyi, temiz havayı, stresten uzak durmayı öneriyoruz. Oysa, bütün bu önerilerimiz köylülerimizin yaşam biçimini oluşturuyor. Atlılar köyünün uzun yaşamında genetik faktörlerin de etkili olduğunudüşünüyorum. Çünkü, bu köyün halkı Kafkas kökenli. Kafkaslar'da yaşayanlar dünyada ortalama yaşam ömürleri en uzun kişiler olarak biliniyorlar."

Dolar Ne Zaman 2 Türk Lirası Olacak?

Dolar, yükselişi aniden değil, alıştıra alıştıra gerçekleştiriyor.

Türk Lirası hem dolara, hem de Euro'ya karşı yavaş yavaş, "acıtmadan devalüe" oluyor.

Öyle ki daha ağustos ayında 1.15 olan TL/dolar kuru, ocak ayında 1.65'e geldi. Yani TL dolara karşı dört buçuk ayda yüzde 45'e yakın devalüe oldu.

Referans Gazetesi yazarlarında Ertuğ Yaşar, doların yükselişini konu aldığı köşesinde, yükselişin aniden değil, alıştıra alıştıra gerçekleşeceğini belirtiyor.

Türk Lirası'nın hem dolara, hem de Euro'ya karşı yavaş yavaş, "acıtmadan devalüe" olduğunu ifade eden Yaşar, köşesinde okuyucularına şu şekilde seslendi;

"Öyle ki daha ağustos ayında 1.15 olan TL/dolar kuru, ocak ayında 1.65'e geldi. Yani TL dolara karşı dört buçuk ayda yüzde 45'e yakın devalüe oldu.

Eğer son yirmi yıl içinde herhangi bir zamanda TL bu biçimde devalüe olsaydı yer yerinden oynardı. Üstelik bu süreçte Merkez Bankası da faizleri neredeyse 400 baz puan aşağı çekti. Yani merkez bankalarının devalüasyon ile mücadelede tek araçları olan faizi artırma silahı da ters yönde kullanıldı. (1994 krizini yaşayanlar anımsayacaktır. O zaman TL yüzde 70'leri aşan bir oranda devalüe olunca Hazine sadece üç ay için net yüzde 50 faiz vererek devalüasyon ateşini söndürmüştü.)

PEKİ, NE OLUYOR?

Bu devalüasyon daha nereye kadar gidecek? Daha önce hem 2001 krizi sonrasında hem de mayıs-temmuz 2006 çalkantısı sonrasında olduğu gibi, döviz kuru geri gelecek mi?

Öncelikle şunu bilelim ki, bu olguyu sadece Türkiye yaşamıyor. Bütün serpilmekte olan ülkeler (emerging markets), aynı sorunu yaşıyorlar. Ama bu olgu Rusya'nın da içinde olduğu Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde çok daha sert yaşanıyor. Öyle ki Rusya son iki ayda Ruble'sini küçük küçük yirmiye yakın ayarlama ile yüzde 30'un üzerinde devalüe etti. (Bu arada Ukrayna'nın kısa zaman içinde uluslararası borçları konusunda default edeceği, borcunu ödeyemez duruma geleceği artık çok daha yüksek sesle söylenmeye başlandı!)

Bu da küresel mali/ekonomik krizin bir etkisi. Hep söylemiştik ya, flight to safety (güvenli limanlara kaçış) diye. Batı sermayesi kaçıyor. 2004 ile 2007 arasının yıldızı olan serpilmekte olan ülkeler, tam anlamı ile boşaltılıyor. Uluslararası likidite bolluğu döneminde önüne her geleni satın al biçiminde bakılan bu piyasalar, şimdi tamamen tu kaka oldu. O ülkelerdeki yatırımlardan getiri beklentileri iki, bazen üç katına çıktı.
Ne doğrudan sermaye girişi var ne de portföy yatırımı girişi. Batı'da (ve hatta Doğu'da da) kimse ek risk almak istemiyor. Kimse macera istemiyor. Zaten Batı piyasalarında da yeterince yüksek kazanç olanakları olduğu için kimse yüzünü Doğu'ya çevirmiyor.

BU DURUMDA?

Evet, bu durumda dolar da euro da daha gider. Enflasyon korkusu da en az bir altı ay için olmadığına göre, böyle ufak ufak devalüasyonlarla acaba dolarda bir dolar eşittir iki TL kurunu göremez miyiz?

Merkez Bankası'nın şubat-mart sonu itibariyle tek rakamlı bir faize gelmesi eğer gerçekten yüksek bir olasılık ise -ki özellikle Türkiye'yi izleyen yabancı analistler en az yüzde 11 diyorlar-, o zaman doların 2 liraya eşitlenmesi de çok uzak bir olasılık değil.

Ya bu kur, işler yatışınca geri döner mi? Bizce bu sefer dönmeyecek. Yeni denge dolar için 1.70-1.80 aralığında; euro için de 2.30 dolayında oluşabilir.

23 Ocak 2009 Cuma

Bir Ölür Bin Diriliriz!

Hadi durmayın, bayram edin!

Gün bugündür, zafer kazandınız!

İstediğiniz oldu!

Yüreğiniz soğudu mu?

* * *

Öfkem dorukta, yüreğim sızlıyor…

Terör örgütü ile girilen operasyonda yaralanmıştı, belden aşağısı tutmuyordu.

Onuruyla yıllarca mücadele vermiş bir komutandı.

Bir kalleşin, hainin laflarını gazete sütunlarınıza taşıdınız.

Onuru, bu kara iftirayı daha fazla taşıyamadı.

Canına kıydı.

* * *

Bu şerefsiz iddiayı ortaya atan hain, uzaklardan daha nice iftiralar atmıştı.

Zaten tescilli iftiracıydı, adalet onun iftiracı olduğunu tescillemişti.

Onun dediklerine inandınız, kandınız ki, yazdınız acımasızca…

* * *

Bu hain yine konuşuyor, hem de ne iddialarda bulunuyor. Onları da yazın!

O çapsız iddialara da yer verin sayfalarınızda.

Hadi ne duruyorsunuz!

* * *

Bu komutanlar kolay yetişmiyor. Ama bu değerleri o kadar kolay kaybediyoruz ki…

Ne idüğü belirsiz bir hainin ortaya attığı çamuru habercilik yaptığı iddiasıyla gazetelerinde yer verenler, durup düşünmeliler.

Kime ve neye hizmet ettiklerini anlamaya çalışmalılar.

Eğer bilinçsizce yapılan bir linç girişiminde kilometre taşı oluyorlarsa, çok yazık!

* * *

Dedik ya, öfkemiz dorukta…

Yazımızı şöyle noktalayalım…

Komutanın cenazesinde bir vatandaşın bağırdığı gibi:

Unutmasınlar, bir ölür bin diriliriz!

* * *

Yıllarını bu ülkeye hizmete vermiş bir onurlu insanı terör örgütünün bir çapulcusunun iftiralarına malzeme etmenin neticesini gördük.

Rahat uyusun!

Gül, Ergenekon Tutuklusu Albay'a MİT Müsteşarlığı Mı Önerdi?

Yasadışı örgüt kurmak ve üyesi olmaktan gözaltına alınan ve adına Ergenekon denilen dava ile ilişkilendirilen Albay Mustafa Levent Göktaş’a 58.Hükümetin Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün MİT Müsteşarlığı önerdiği iddia edildi.



İddiayı ortaya atan Azerbaycan kaynaklı musavat.com adlı internet sitesi.



Ben bu iddiayı doğrulatacak durumda değilim. Çünkü bu insanlardan birisi tutuklu diğeri Cumhurbaşkanı. Üçüncü şahıslar ise yurtdışında.



İşte size www.musavat.com’daki yazı.



İndi qayıdaq qəhrəmanımıza - albay Mustafa Ləvənt Göktaş’a.
Ötən sayımızdakı suallar nəydi? “Necə oldu ki, hələ 2002-ci ilin yayında ”Yeni Müsavat"ın baş redaktorunu Rəcəb Tayyib Ərdoğanın iki müavini ilə görüşdürən və “Raufcum, başqalarını boş verin, Türkiyədə bütün ilişgiləri bunlarla qurun, Tayyib bəy yaxınlarda baş bakan olacaq...” deyən birisi sonradan elə Tayyibin iqtidarının hədəfinə gəldi? Türkiyənin indiki baş naziri hələ siyasi cəzalıykən və üzərində yasaq olduğu halda seçimlərə qatılması belə mümkünsüzkən “bu adam yaxınlarda iqtidar olacaq” deyən və bu işə ordu içərisindən dəstək verən birisi niyə AK parti ilə düşmən oldu? Tayyib Ərdoğanın yaxın dostu, onun dəstəkçisi, Abdullah Gülün sevdiyi birisi, Türkiyənin antiterror uzmanı və qızıl ordenli milli qəhrəmanı, Öcalanı Keniyada yaxalayıb Türkiyəyə gətirən xüsusi təyinatlıların başçısı nədən bir terrorçu, suç hörgütünün üzvü kimi yarğılanır? 2002-ci ilin dekabrında ona zamanın baş naziri, 58-ci müvəqqəti hökumətin rəhbəri Abdullah Gül tərəfdən Türkiyənin milli təhlükəsizlik nazirinin müavini (MİT müstəşar yardımçısı), daha sonra isə nazir vəzifəsi təklif olunmuşdu (MİT müstəşarı); nədən bu təklif həyata keçmədi?

Sami Gökçe / Habera

Karınıza tecavüz edebilirsiniz!

Bu vaaz ülkeyi fena karıştırdı. Şimdi herkes imamın sözlerini tartışıyor

Karınıza tecavüz edebilirsiniz!

Avustralya’da 2003 yılında verdiği bir vaazda “Kadın ocakta ekmek yaparken, koca cinsel ilişki isterse, kadın ocağı bırakıp kocanın isteğine yanıt vermelidir” dediği, vaazın internette yayımlanmasıyla ortaya çıkan Müslüman din adamı Samir Ebu Hamza, Avustralya’yı karıştırdı.

Avustralya kanunlarıyla dalga geçen imam, 'Erkekler karılarını dövebilir. Cinsel taleplerinizi yerine getirmezlerse tecavüz edebilirsiniz' dedi. Olayın ortaya çıkması üzerine Avustralya Başbakanı Kevin Rudd, Hamza'yı kınadı. İmam daha önce de Avustralyalıları 'kumar ve kadın düşkünü sarhoşlar' olarak nitelemişti.

Ülke gazeteleri vaaza ve tepkilere geniş yer verirken Avustralya Başbakanı Kevin Rudd, “Hiçbir şart altında cinsel şiddet kabul edilemez” diyerek Ebu Hamza’nın toplumdan özür dilemesini istedi.

Ebu Hamza aynı vaazında “İslami kuralların erkeklerin kadınlara son çare olarak vurma hakkı verdiğini ancak bunu yaparken yaralamaya veya kanamaya neden olmamalarını” söylemişti. Rudd, bu söze de tepki göstererek Avustralyalıların kadınlara yönelik şiddetin hiçbir formunu kabul edemeyeceğini belirtti.

Şaşırtan yerel seçim anketi!

Yerel seçimlerde partilerin oy oranları merak konusu. Genar'ın araştırması ilginç sonuçlar veriyor.

Genar tarafından yapılan araştırmaya göre, yerel seçimlerde AK Parti ve CHP'nin oylarında artış gözlenirken MHP başta olmak üzere diğer partilerin oy oranlarında küçük bir düşüş var.


Araştırma 9-19 Ocak tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana, Samsun, Trabzon, Diyarbakır, Kayseri, Gaziantep, Tekirdağ, Erzurum ve Malatya illerinde 1903 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldı.

Katılımcıların yerel seçimde oy verecekleri siyasi partiler şöyle sıralandı.

AK Parti: yüzde 47,5
CHP: yüzde 23,1
MHP: yüzde 12,5
DTP: yüzde 4,9
SP: yüzde 2,7
DP: yüzde 2,3
Genç Parti: yüzde 1,8
Diğerleri: yüzde 5,1

AB'YE DESTEK ARTTI

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 65,9'u Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini desteklerken, AB'ye karşı çıkanların oranı ise 34,1 oldu.

CHP'nin başörtüsü açılımına ise katılımcıların sadece yüzde 35,8'i olumlu bulurken, yüzde 64,2'si ise olumsuz değerlendirdi.

22 Ocak 2009 Perşembe

Altın daha fazla yükselir mi? Nereden almak lazım?

Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Trichet, konuşunca altın fiyatları bir miktar yükselişini durdurdu.

AMB'nin dediği faizleri sıfır seviyesine kadar indirmeyeceği yönünde ancak emtia fiyatlarındaki yükselişler devam eder ve borsa endekslerindeki düşüşler yavaşlarsa o zaman altın fiyatlarının yükselmesi gündemde olur.

Lazerli, bellekli çakı

Cep çakılarında dünya markası olan Victorinox, 1890'larda başladığı serüvenine teknolojiyle iç içe bir şekilde sürdürüyor. Yeni Victorinox çakı, USB bellek, lazer işaretçi, bluetooth ve parmak izi okuyucusuna sahip..

Victorinox tarafından üretilen yeni Presentation Pro isimli çakı, alışılmış İsviçre çakısının gelişmiş teknolojik özelliklerle süslenmiş hali. USB 2.0 arabirimine sahip 8, 16 ve 32 GB kapasite sunan bellek ünitesi sunan çakı, verilerinizi parmak izi okuyucusuyla koruma altına alıyor. Bir ucuna eklenen lazer işaretçi ve bluetooth bağlantısı sayesind sunularınızı yönetebiliyorsunuz. Sunu yönetimi için ihtiyacınız olan ileri gei düğmeleri de çakının arkasına eklenmiş. Tabii standart bıçak, törpü, makas, anahtarlık ve tornavida aparatlarına da sahip.

Böyle bir çakıyı görünce ilk akla gelen seyahatlerde yanınızda nasıl taşıyacağınız. Uçaklarda yasak olan bu aksesuarın Presentation Pro Flight isimli bir başka versiyonunu üreten Victorinox, aynı ürünü bçıaksız olarak kullanma imkanı tanıyor.

2009'un en iyi telefon adayları

Her sene GSMA tarafından Mobile World Congress etkinliği çerçevesinde seçilen yılın en iyileri ödülleri için adaylar belirlendi.


Barcelona'da gerçekleştirilen Mobile World Congress dahilinde her sene mobil dünyanın en iyileri ödüllendiriliyor. Geçen sene "Yılın cihazı" ödülü Sony Ericsson W910'a verilmişti. İngiliz 3 operatörünün "3 Skypephone" cihazı da "Şiddetle tavsiye edilen" ödülüne layık görülmüştü. Bu sene de Barcelona'da 16-19 Şubat arasında gerçekleştirilecek olan etkinlikte ödül verilmek üzere adaylar belirlendi.



Ödül töreninde verilen onlarca ödül arasında en önemlilerinden biri olan "Best Mobile Handset or Device"(en iyi cep telefonu veya cihazı), kısaca yılın telefonu ödülü yıl içerisinde en az bir pazarda satışa sunulan ürünlerin katıldığı adaylardan birine veriliyor. Jüri ödül alacak en iyi mobil iletişim cihazını belirlerken zengin işlevsellik, yenilikçi tasarım ve kullanıcı dostu özellikler gibi başlıklar altında değerlendirme yapıyor. Kısaca en iyi tasarım ve ergonomiyle en yeni, kullanışlı teknolojiyi bir arada sunan cihazı belirlemeye çalışıyorlar. Jürinin cihazlarda özellikle dikkat edeceği kriterler şöyle:

- İşlev ve tasarım açısından yenilikçiliği
- Ürün performansı
- Kullanım kolaylığı
- Geniş uygulama ve özellik yelpazesi
- Özgün özellikler
- Fiyat / performans dengesi

Kuşkusuz kullanıcı yorumları, cihazın pazara sunum adetleri ve satış rakamları da seçimde etkili olan kriterler arasında.

2009 Global Mobile Awards ödüllerinin "Yılın en iyi cihazı" adayları ise şöyle:

Nokia E71
İş hayatındaki kullanıcılara yönelik olarak geliştirilen E serisinin en son üyesi E71, kusursuz inceliği ve gelişmiş iletişim yetenekleriyle e-posta hesabını mobil cihazı üzerinden yönetmek ve daima iletişimde kalmak isteyenler için ideal bir ürün.

T-Mobile G1
Google'ın Android işletim sistemi ile çalışan ilk mobil iletişim cihazı olan G1, T-Mobile operatörü için HTC tarafından üretildi. Dokunmatik ekranı ve tam klavyesiyle her ülkede merakla beklenen başarılı bir cihaz.

INQ1
Yine T-Mobile tarafından satışa sunulan bir başka başarılı mobil iletişim cihazı olan INQ1, "sosyal telefon" sloganına tam olarak uyan bir cihaz. Facebook, MySpace, Live messenger, Skype gibi popüler internet servislerine hazır halde geliyor.

BlackBerry Storm
Henüz Türk kullanıcılar olarak göremediğimiz cihazlardan olan Strom, BlackBerry'nin kendini aştığı modellerden biri. Tam klavyeli modelleriyle hafızalarda kazınan firma, komple dokunmatik ekranlı ve klavyesiz bu modeliyle oldukça ses getireceğe benziyor.

LG KS360
Ülkemizde satışa sunulmayan bir diğer model LG KS360 da ödül adayları arasında yer alıyor. Sürgülü kapağı altında tam Q klavye barındıran cihaz internet üzerinden metinsel iletişimin arttığı bu günlerde eğlenceli ve kullanışlı bir alternatif yaratıyor

20 Ocak 2009 Salı

Google.com Servisi gmail.com Şaha Kalkıyor

Popüler servislerinden bazılarını kapatan Google, e-posta servisi Gmail'de ise bunun tam tersi yönde planlar hazırlıyor.

Google Not Defteri ve Google Video'nun kapanması üzücü olsa da, Google çalışmayı bırakmıyor. Ürün Müdürü Todd Jackson'un anlattıkları, Gmail servisinin yakın zamanda büyük geliştirmelere sahne olacağının ipuçlarını taşıyor.

Daha Büyük Dosyalar Ekleyin

20 MB'lık dosya boyutu limiti canınızı mı sıkıyor? Google yakın zamanda buna bir çözüm getirecek ve e-postalara eklenen dosyaların boyut limiti 30 MB ya da 50 MB'a çıkarılacak.

Google ayrıca YouSendIt tadında bir servis ile dosyaları online ortama yükleyip, e-posta ile sadece indirme linklerini gönderme olanağı da sunabilir.

Video Sohbetin Çözünürlüğü Artıyor

Gmail'e 640 x 480 çözünürlükte videolu sohbetleri eklemeyi de planlayan Google, daha iyi bir kişi yöneticisinin de çalışmalarını sürdürüyor. Yeni Gmail temalarını da yakın gelecekte bekleyebilirsiniz.

Geliştirme sürecinde olan bu planların hiçbiri için tarih verilmezken, hiç değilse Gmail'in yakın zamanda negatif bir müdahaleye uğramayacağını bilmek rahatlatıcı.

Latin Güzele Korkunç İnfaz...

Güzellik kraliçesi mafya babası sevgilisiyle birlikte infaz edildi. Cesetleri ise delik deşik edildi. Birkaç hafta önce uyuşturucu kaçakçıları tarafından kurye olarak kullanıldığı tespit edilerek yakalanan Meksika güzellik kraliçesi Laura Zuniga'nın ardından Kolombiya'da bir güzellik kraliçesi şoku daha yaşandı.



Ülkenin en büyük pembe dizi yıldızlarından biri olan eski güzellik kraliçesi Liliana Lozano, mafya babası sevgilisiyle birlikte infaz edildi. 30 yaşındaki esmer güzeli ve mafya babası sevgilisinin cesetleri, Palmira kentinde yer alan bir çiftlikte, çıplak ve delik deşik olmuş halde bulundu. İspanya'nın başkenti Madrid'de geçen hafta hastanede öldürülen mafya babasının kardeşi olan Fabio'nun başına Kolombiya hükümeti 5 milyon dolar ödül koymuştu.





İsrail'den iki skandal Birden...

İsrail BM Genel Sekerteri Ban Ki Moon'u önce pasaport kontrolünde bekletti sonrada zorla çelik yelek giydirdi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik 22 gün boyunca yaptığı ağır bombardımandan sonra ilan edilen ateşin ardından BM Genel Sekerteri Ban Ki Moon bölgeye giren ilk üst düzey lider oldu. İsrail tarafından Gazze'ye giriş yapan Genel Sekreter Ban Ki Moon'a korumaları tarafından çelik yelek giydirildi. Ban Ki Moon beraberinde bri grup gazeteci ile Gazze topraklarına giriş yaptı. BM bayrağı taşıyan araçların ağır zırhlı olduğu gözlendi.

Pasaport kontrolünde bekledi
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Gazze'ye girebilmek için pasaport kontrolünde bekletildi. İsrail sınırından geçmeye çalışan Moon, yarım saat sınırda pasaport kontrolünde bekledi.

18 Ocak 2009 Pazar

Bay Evet - Yes Man Vizyonda

Tür : Komedi
Gösterim Tarihi : 16 Ocak 2009
Yönetmen : Peyton Reed
Senaryo : Nicholas Stoller , Jarrad Paul , Andrew Mogel , Danny Wallace (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : Robert D. Yeoman
Yapım : 2008, ABD , 104 dk.


Oyuncular

Jim Carrey (Carl Allen) , Zooey Deschanel (Renee Allison) , Bradley Cooper , Danny Masterson

Her şeye hayır demeye alışmış Carl Allen'ın, kendi isteğiyle katıldığı bir program sonucunda bir yıl boyunca her soruya cevabı ''evet'' olacaktır.

Başlarda bu kararı hayatını pozitif yönde geliştirse de bu kararı zaman için belaya da ''evet'' anlamına gelecektir.

Harry Potter serisinin yapımcısı David Heyman'in yapımcılığını üstlendiği ve başrolde usta oyuncu Jim Carry'nin bulunduğu filmle, kahkahaya evet diyeceksiniz.

Alacakaranlık - Twilight Vizyonda

Tür : Gerilim / Romantik / Aksiyon
Gösterim Tarihi : 16 Ocak 2009
Yönetmen : Catherine Hardwicke
Senaryo : Melissa Rosenberg , Stephenie Meyer (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : Elliot Davis
Yapım : 2008, ABD


Oyuncular

Kristen Stewart (Isabella Swan) , Robert Pattinson (Edward Cullen) , Taylor Lautner (Jacob Black) , Michael Welch (Mike Newton) , Nikki Reed (Rosalie Hale) , Cam Gigandet (James) , Justin Chon (Eric Yorkie)

Annesiyle birlikte Phoenix’te yaşayan Isabelle “Bella” Swan, annesinin başka bir adamla evlenmesi üzerine babasının yanına Washington’ın Fork kasabasına taşınır. Edward ise, küçük kasabasında yıllardan beri ailesiyle yaşayan bir vampirdir. Uzun süre vampir kimliklerini saklamış olan aile, insan kanı içmeden, insanlara zarar vermeden sakin bir hayat sürmektedirler.

Yeni başladığı okulunda tanıştığı Edward’a aşık olan Bella, bir süre sonra Edward’ın vampir olduğunu öğrenmesine rağmen ondan vazgeçemez. İkili arasında tehlikeli ve tutkulu bir ilişki başlar. Çok geçmeden ortaya çıkan Cullens Ailesi’nin düşmanları Edward’ın zayıf noktasına saldıracaktır, yani Bella’ya..

Vampir klişelerinden arındırılmış bir hikaye sunan Stephenie Meyer’ın dünya çapında çok satmış romanı Twilight serisinin ilk kitabından uyarlanan film, hayranları tarafından merakla bekleniyor. Filmin başarısına göre, serinin ikinci ve üçüncü kitapları New Moon ve Eclipse de beyazperdeye aktarılacak. Stephenie Meyer ise şu sıralar 4. Kitabı yazmakla meşgul.

Volkswagen WRC planları yapıyor

Alman otomobil üreticisi Volkswagen, Dünya Ralli Şampiyonasına katılmak için planlar yapıyor. Kesin kararın ise yakın gelecekte gelmesi bekleniyor.

Volkswagen'ın motorsporları direktörü Kris Nissen, gelecek planlarını Dakar Rallisi'nden sonra kararlaştıracaklarını söyledi;

"Dakar'dan sonra kararımızı vermek istiyoruz. Dakar'ın yanında Dünya Ralli Şampiyonasını araştırıyoruz ve imkanlarımıza bakıyoruz."

"Volkswagen Dünya'nın en önde gelen otomobil üreticilerinden birisi. Uluslararası bir platformda yarışmak çok önemli. Dakar gibi WRC de uluslararası bir arena. Ama tabi şu anda hiçbir şey kesin değil."

Dijital Müzikte zafer korsanın

International Federation of Phonographic Industry (IFPF, uluslararası ses endüstrisi federasyonu) tarafından yayınlanan rapora göre indirilen dijital müiğin %95'i yasadışı.

Global müzik sektörü tarihindeki en büyük kayıplarından birini yaşıyor. IFPI'ye göre müzik piyasası gelirleri geçen yıl %7 küçüldü. Düşen CD satışları karşısında artan dijital müzik satışı, henüz kazanç değil zarar getiriyor. 72 ülkeden 1400 şirketi temsil eden IFPI (uluslararası ses endüstrisi federasyonu), 2008 yılında 40 milyardan fazla dijital müzik dosyasının yasadışı olarak indirildiğini söylüyor.
Yine 2008 yılı içerisinde 1.4 milyar yasal dijital müzik satışı gerçekleşmiş. Bunlar arasında 9.1 milyon adet satışla Lil Wayne'nin Lollipop isimli şarkısı başı çekiyor. Rakamlara bakıldığında dijital müzik piyasasının bir senede %25 artış gösterdiği görülüyor. Kriz çerçevesinde gayet yüksek bir büyüme oranı gibi düşünülse de, dijital devrim sonrasında yavaş bir büyüme hızını işaret ettiği açık.
Durum gösteriyor ki kullanıcıların yasadışı müziğe yönelmelerinin önemli bir sebebi olarak görülen yasal servislerin eksikliği, pek de inanılır değil. Kişiler hala 'ücretsiz' olan içeriğe yöneliyorlar.

17 Ocak 2009 Cumartesi

USB 3.0 tahtı almaya geliyor

USB 3.0 bağlantı demolarının yapılmasıyla birlikte teknolojinin bir iki yıl içerisinde endüstri standardı halin geleceği ipucunu veriyor.

2000 senesinin Nisan ayında hayatımıza giren USB, oldukça geniş bir kullanım alanına kavuştu. USB Implementers Forum'a göre 2006'da "2 milyar" USB 2.0 cihazı satışa sunuldu. Bir sonraki aşamada da USB'yi tahtından etmek isteyen rakip teknolojiler avucunu yalayacak gibi. Zira ne eSATA ne de FireWire 800, USB 3.0 teknolojisinden daha iyi değil.

USB 3.0 teorik olarak 5 Gb/sn veri transfer hızı sunuyor. Bu USB 2.0'dan 10 kat fazla. Ayrıca USB 3.0 "tam çift yönlü" olarak çalışıyor. Yani aynı anda gönderirken veri de alabiliyor. USB 2.0 ise "yarım çift yönlü" olarak çalışıyordu. Yani dosya okurken yazma hızı düşüyordu (ya da tam tersi).

eSATA ve FireWire 800 ile karşılaştırıldığında USB 3.0'ın avantajları açıkça görülüyor. Haricen bağlanan cihazın SATA 1.0 arabirimi üzerinden bağlanmasını sağlayan eSATA, teorik olarak 3 Gb/sn ver transfer hızı sunuyor. Tam çift yönlü çalışan bir diğer teknoloji FireWire 800 ise saniyede 800 Gb veri transfer edebiliyor. Güç kullanımı açısından da farklılıklar mevcut. eSATA kablo üzerinden enerji aktaramıyor. USB 3.0 hem veri hızı açısından lider hem de elektrik enerjisi sağlayabiliyor.
Ayrıca USB 3.0 güç yönetimini de oldukça geliştirmiş. Artık USB arabiriminden bağlı cihazlar, bekleme, uyku gibi durumlara geçerek dizüstü bilgisayarlarda pil ömrünü artıracak.
Bakalım anakart üreticileri ile başlayacak standartlaşma süreci nasıl ilerleyecek.

Google'dan yeni yıl temizliği

Google yeni yıla girilmesiyle birlikte bazı servislerini kapatacağını açıkladı. Google Video'ya gönderim, Notebook, Jaiku ve Catalog Search firmanın son vereceği servisler arasında.

Onlarca servisiyle dünyanın en popüler internet şirketlerinden biri olan Google yeni yıl temizliğine girişti. Bazıları oldukça uzun süredir kullanılan servislerin "popüler olamama" ve "gerek kalmama" gibi sebeplerden kapatılmasına karar verildiği belirtiliyor. Birkaç ay içerisinde Google tarafından 2005'te hizmete sunulan Google Video servisine video gönderme işlemine son verilecek. Şimdilik servis dahilindeki videolara erişilebilecek, sadece yeni video gönderilemeyecek. Durumla ilgili olarak Google, "Google Video'nun içeriğin nerede olduğuna bakılmaksızın çok güçlü arama sistemine sahip olması için çalıştık. Bu hareketle benzer yapıları diğer sevrislerimize uygulama fırsatı bulacağız" diyor (Google Video Blog girdisi [ingilizce]).
Yine Google Catalog Search hakkında "Katalog arama diğer servislerimiz kada popüler olamadı" açıklaması yapan firma, Catalog Search servisini geçen günlerde kapattı. Şirket artık gazete, dergi gibi basılı yayınları arşivleme üzerine odaklanacak.
Kılıçtan geçirilen bir diğer servis de bir türlü kullanışlı hale getirilemeyen ve Google Bookmarks ile görünmez ve kafa karıştırıcı bir şekilde birlikte çalışan Google Notebook oldu. Servis yine içerik anlamdına "http://www.google.com/notebook" adresinden erişilebilecek. Fakat tarayıcı eklentisi kullanılamayacak.
Google, not defteri servisi yerine Belgeler, Gmail içindeki görevler ve Bookmarks servislerini kullanmayı tavsiye ediyor.
Son olarak 2007 senesinde satın alınan Twitter benzeri Jaiku için de yazılım geliştirmeye bir son verilecek.
 
Lida Lida Lida Lida Lida